Karalamalar - Scribbles

Jaga Jazzist Norveç’in En Coşkulu Sekizlisi

Read Time:3 Minute, 14 Second

Sık sık ülkemizde de konser veren Norveç’ten son yirmi yılda çıkmış en yaratıcı, maceracı ve heyecan uyandıran yenilikçi caz topluluklarından kuşkusuz en başta geleni. Oslo’lu Jaga Jazzist ekibini birazcık olsun tanıyalım istedim.

Jaga Jazzist’in biricik bir soundunun olmasının anahtarı belki de farklı fikirlere, müzikal stillere sahip, farklı etkileşimlerden gelen, farklı projelere imza atan 9 müzisyenden oluşan bir kadrosu. Trompet, trombon, bass klarinet, tuba, elektrikli gitarlar, bass, bolca elektronik alt yapılarla hiçbir sınır tanımadan ürettiği bir ses örgüsüne sahip topluğun temelleri Lars ve Martin Horntveth tarafından bundan tam 19 yıl önce 1994 yılında Oslo’nun dışında yer alan Tonsberg adlı kasabada atılmıştır.

İlk albümleri “A Livingroom Hush”’ı 2001 yılında yayınlayan Jaga Jazzist albümün Norveç’te 15.000 kopya satması üzerine bütün müzikseverlerin dikkatini çekti. Albüm, 2002’de BBC tarafından yılın caz albümü olarak seçildi. Takip eden dönemde verdikleri birçok konserle müzikseverleri büyüleyen topluluk, özgün tarzı ve yarattığı yankı ile kısa zamanda bağımsız ve alternatif müziğin en önemli plak şirketlerinden Ninja Tune’un dikkatini çekti.

Jaga, ikinci albümü “The Stix” i Ninja Tune’dan çıkardı. Albümün prodüktörlüğünü, Röyksopp ve Kings of Convenience’in da stüdyosu olan “Duper Studio”sunun beyni JørgenTræen üstlendi. Bu albümde kendilerine özgü tarzlarını daha ileri götürme niyetleri açıkça görüldü. İnsan ile makine arasındaki dengeyi zekice tutan fakat organik, 10 kişilik orkestra duygusunu kaybettirmeyen bir albüm olan “The Stix” tüm müzik çevreleri tarafından olumlu karşılandı.

2005 yılında yayınlanan;  “All I Know ıs tonight”, “Stardust Hotel” ve “Oslo Skyline”  gibi hitleri içinde barındıran üçüncü stüdyo albümleri “What We Must” grubun müziğini  rock’a doğru yönlendirdiği bir albüm oldu. 90’ların shogaze akımından 70’lerin progressive rockına uzanan bir rock yolculuğu ama kendi dokunuşlarının olduğu, kendi süzgeçlerinden geçen yenilikçi bir rock anlayışı.

Bir sonraki stüdyo albümlerinin “One Arm Bandit”’in çıkışı  5 yıl gibi uzun bir zaman dilimini aldı. Yaptıklarını tekrar etmemeye çalışan topluluğa “WhatWeMust” sonrası katılan Oystein Moen ve Stian Westerhus ile birlikte Lars Horntveth bu albümün yazımı için İsveç ormanlarında bir eve çekilir.

Bu albümde  hem ilk dönem elektronik tınılardan hem de rock tınılarından uzaklaşırken “JagaJazzistsound”una efsanevi Nijeryalı müzisyen Fela Kuti’nin afrobeat stilini  Wagner-vari kutlama havalarını entegre ettiler. Albümün miklenmesiniı Tortoise’dan John Mc Entire ile yaptılar. Yeni bir sayfa açılmıştı Jaga’nın kariyerinde.

Sonra yine bir beş yıl geçmesi gerekti ve Norveçli uzay jazz sekizlisi Jaga Jazzist dinamik besteler içeren ancak bu defa yıldızlararası sörf hissiyatı veren beş parçalık albümü Starfire ile karşımıza çıktı. Starfire, çılgın bir enerjiye ve önemli bir dijital aşk dozuna sahip, klavyeler ve susturucu sintasaysırlar kokpite oturuyor.

Starfire

Starfire, caz ve post-rock temellerini sarmal elektronik aksamla inceleyerek, şimdiye kadarki en gösterişli albümleri diyebiliriz. Bazen belki de çok fazla diyerek itici gelebilir, hassas bir denge var ve ibre her iki yana kayabilir. Bende olumlu (fazlası) yöne kaydı.

Ve ne süpriz ki bir beş yıl daha bekledikten sonra da geçtiğimiz yıl sekizli karşımıza Pyramid ile çıktı. Dediğim gibi daha süit benzeri besteler yazmasını sağlayan Starfire’dan beş yıl sonra geldi. Pyramid her ne kadar benzer bir yöne gidiyor gibi görünüyor olsa bile, dört parça 39 dakikada geçiyor, ancak bu aslında diğer çabalarından daha esintili ve daha az karmaşık.

Starfire, yazması ve kaydetmesi iki yıl süren yoğun ve yayılan bir çalışma olsa da, Pyramid (grubun kendi ürettiği ilk kayıt) sadece iki hafta içinde oluşturulmuş, çünkü grup İsveç’teki ırak bir stüdyoda 12 saatlik günler geçirerek bunu üretmiş.

Pyramid, Jaga Jazzist’in diğer albümleri kadar zekice ve ayrıntılı olsa da, grubun kendilerini bırakıp içgüdülerini takip ederek, en sınırsız ve en eğlenceli materyallerinden bazılarına ulaşan ses kanvası.

Jaga Jazzist’in sonik keşifleri kesinlikle caz olarak adlandırılabilirken, Miles Davis‘in be-bop’undan olabildiğince uzaktalar ve onları sadece ‘caz’ olarak etiketlemek onlara bir kötülük yapmak olur.Grup post-rock, elektronika ve prog gibi unsurlardan beslenen ve size her dinlemede heyecan verici ve yeni bir şeyler sağlayan organik bir yapı.

Pyramid

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *