Nikkal Ağıtı
Yaklaşık 4.300 yıl önce, Akdeniz’in kıyı sahil kasabalarından biri olan Ugarit’te (Şimdi Suriye sınırları içerisinde), adı ne yazık ki bilinmeyen bir besteci Nikkal için bir ağıt besteledi. Ay Tanrısının eşi olan Nikkal için bestelenen bu ağıt, çok dikkatli bir şekilde taş bir tablete yontulmuş.
Bu dünyamızda var olan en eski beste.
Tablet 1950’lerde keşfedilmesine rağmen ancak Berkeley profesörlerinden Anne Kilmer tarafından 1970’lerde çözülebildi. Önceden araştırdığı Babil yazıtlarında edindiği tecrübeler sayesinde, tablette yer alan bazı müzik işaretleme sistemlerini çözebilen profesör karşılaştığı sonuç karşısında hayrete düştü. Rica söz konusu tablette sadece bir beste olmayıp aynı zamanda antik bir çalgı aleti olan lirin 4.000 yıl önce nasıl akort edilebileceğine dair açıklamayı da çözdü. Ayrıca söz konusu bestenin bugünlerde bile kullandığımız yedi nota ölçeğinde yazılmış olduğu keşfedildi.
Enteresan bir şekilde Profesör Kilmer söz konusu besteyi tek tek, nota nota bir araya getirdi. Böylece 3.400 yıllık kayıp olan bu beste tekrar insan kulağı ile buluştu.
Milattan önce 2.300 yılında Mezopotamya’ya göç eden bir topluluk tarafından kullanılan Hurrian – Babil dilinde yazılan bestenin gerçek nakaratlar ne yazık ki tam belli değil. En belirgin olan özelliği adının “Nikkal’a Ağıt” olması ve içerisinde “En Çok Onu Yüreğimde Seviyorum,” sözleri geçmekte.
“Nikkal’a Ağıt” pek çok modern sanatçı tarafından yorumlandı. Bunların başında müzikolog Richard Crocker ve Suriyeli piyanist Malek Jandali’de yer almakta.
UGARİT HAKKINDA
Ugarit Krallığı’nın hükmettiği alan günümüzün Lazkiye kentinin kuzeyinde ve güneyinde sahil boyunca uzanan dar bir ovayı ve bölgeyi Asi vadisi ile iç bölgelerden ayıran, Suriye Alevilerinin kutsal dağı Cebel Ansariye’nin yamaçlarını kapsamaktadır. Bu alanın, kuzeyde yerel mitolojide tanrı Baal’in yaşadığı yer olan Cebel Akra Dağı’nın yüksek kayalıkları ve güneyde de ovanın deniz ile yalıyar arasında boğulup kalmış olması, 2000 kilometrekareyi hiçbir zaman aşmamış bir çevrenin doğal sınırlarını çizmektedir.
Günümüzde Ras Şamra olarak bilinen Ugarit kenti adı ilk olarak Ebla Arsivleri, Tell-el Amarna mektupları ve Boğazköy’de ortaya çıkarılan Hitit yazılı belgelerinde görülmüştür.
Lazkiye kentinin 10 kilometre kuzeyinde ve sahilden yaklaşık 1 kilometre uzakta yer alan Ras Şamra höyüğü 1929 yılında bir rastlantı sonucu keşfedilmiş ve höyüğün ana yerleşim merkezi yine aynı yıl Claude F. A. Schaffer başkanlığında Fransız bir ekip tarafından kazılmaya başlanmıştır. 1939 yılına dek süren çalışmalar II. Dünya Savaşı ile kesintiye uğrasa da 1948’de yeniden başlar. 1972 yılında H.Contenson tarafından yürütülen kazı, 1975’ten itibaren ise Marguerite Youn idaresinde devam etmektedir.