Bir Dünya Dolusu Kadın
Düz on iki ay geçti ya da bizlere mi öyle geldi? Yine her şey hakkında listeler yapıldığına göre yılın o döneminde olduğumuz aşikâr. İnsanların bu listelere göre yıl boyunca neler yaptıklarını değerlendirdikleri, eksikliklerini tamamladıklarını düşünürsek listeleme mekanizmasının olumsuzluklarına değinmeyeceğim. Biz de burada bir liste oluşturduk ama biraz farklı bir liste.
Ana konumuz Dünya Müziği elbette, ama liste kıstasımız bu tarza emek veren ve nispeten daha zorluklarla üretim gerçekleştiren kadın sanatçılar. Genel anlamda bu yıl dünya müziğinde iyi albümler ön plana çıktı ancak popüler akımın ezici üstünlüğüne kıyasla hiç şüphesiz nispeten ağırkanlı ve durgun geçti, adeta gelmekte olan bir heyecan dalgasını bekler gibi. Ancak bu kulvarda emek veren kadınlar geçen yıl oldukça ön plana çıktı zira onların gerçekleştirdikleri genel kitlenin beklentilerin aksine zor koşullarda kültürlerini yansıtmak. Bir zamanlar evlerde sadece kendi kendilerine mırıldandıkları melodileri ön plana çıkartma imkânı yakalayan kadın sanatçılar, bu çalışmalara gelen sadık ilgi sayesinde sürdürülebilirlik sağladı. En önemlisi ise Dünya Müziği çatısı altında bu tür çalışmalara ayrı bir merak duyuldu.
Coğrafik olarak bakarsak Afrika ve Ortadoğu öne çıkan ilk iki bölge zira düşünüldüğünde en çok kadınsal hayatın merak edildiği yerler bunlar. İşte 2008’i kapatıp 2009’a yol aldığımız şu günlerde arka planda bıraktığımız en başarılı on Dünya Müziği kadın sanatçı albümünü sizler için sırası önemsiz olarak listeledik. Birkaçı haricinde maalesef bu albümlerin çoğu ülkemizde yayınlanmadı bile…
Rokia Traore, Albüm: Tchamantche (Nonsuch/Tama)
Afrika’nın hiç şüphesiz en maceraperest söz yazarı Rokia Traore. Yarattığı müzik modern olmasının yanı sıra bir o kadar da Afrika köklerine sokulan bir tarz. Özellikle Mali’deki kadın sanatçılar için geleceği temsil eden sanatçı basmakalıp geleneksel ezgilerin sınırlarına sığınmadan kendi harmanlamasını yaratmasıyla tanınıyor. 2008 tarihli en son çalışma “Tchamantche” bunun en iddialı göstergesi. Mali’deki kadınların uluslar arası platformdaki sesi olan Rokia Traore bu çalışmasında deneysellikten kaçınmayıp eşsiz harmanlamalara sokulup Mali geleneksel müziğinin istenirse hangi noktalara taşınabileceğini gösteriyor. Sonuç geçen yılın en başarılı albümlerinden biri.
Umamali, Albüm: The Garifuna Women’s Project (Cumbancha)
Honduras, Guatemala ve Beliz’de yaşayan Garifuna kabilelerinden toparladığı kadın sanatçılar ile stüdyoya giren yapımcı Ivan Duran, kısa bir süre ve yoğun bir emekten sonra “Umalali: The Garifuna Women’s Project” adı altında heyecan verici bir müziksel şölen üretti.
Keskin bir dokunaklığa sahip olan albüm, Garifuna kabilesi içerisinde kadınların sosyal, kültürel ve ruhsal yaşamlarını müziksel olarak ele alıyor. Yakalayıcı ritimler ve sözler sayesinde üç kuşaktan gelen bu kadınların kabile içerisindeki konumları ve günlük yaşamları ele alınıyor. Garifuna kültürünün asıl taşıyıcıları olan bu kadınları bir araya getirmiş. “Umalali” birbiri ile etkileşim içerisinde olan parçalardan oluşan, ne tür cevherlerin olduğunun bir yansımasını sunuyor… Hiç kuşkusuz “Umalali” kadınların Garifuna kültürünün yaşamasında sarf ettikleri emeklerin bir araya toparlandığı göz ardı edilemeyecek kadar önemli bir müziksel şölen ve bu yılın en başarılı sosyal sorumluluk üretimi.
Natacha Atlas & The Mazeeka Ensemble, Albüm: Ana Hina (World Village)
Dünya Müziği kavramı daha tam olarak anlamını bulmazdan önce Natacha Atlas bu tarzın en önemli kadın temsilcilerinden biriydi hatta başı bile diyebiliriz. Sayısız solo ve ortaklaşa çalışmadan sonra sanatçı 2008’de en geleneksel Arap ezgilerinden oluşan “Ana Hina” (Ben Buradayım) adlı çalışmasını The Mazeeka ekibi ile çıkarttı. Elektronik harmanlamalarıyla tanınan sanatçı bu çalışmasında daha bir akustik ve geleneksel ritimlere sokularak Arap dünyasındaki bizlere oldukça tanıdık melodileri ele aldı. Dünya platformunda bir kadın olarak hep ön planda olmayı başaran Natacha Atlas bu karizmasını kalitesinden zerre kadar ödün vermeden devam ettiriyor olması birçok sanatçıya nasip olmayacak bir nitelik. “Ana Hina” 2008’in Arap Dünyası’ndan çıkan en başarılı kadın çalışmasından biri. Albüm ülkemize AK Müzik tarafında getirildi.
Lila Downs, Albüm: Shake Away (EMI)
Lila Downs yirmi birinci yüzyılda etnik kökenlerin ve sınırların bulanıklaştığı bir dönemde dünya kültürünü yansıtan bir sanatçı. Dünya müziğine nur gibi düşen büyüleyici bir sese sahip olan sanatçı, yıllardan beri kültürler, tarzlar, sesler, diller, dinler ve politikalar arasında eşsiz bir harmanlama kuruyor. Bu amalgamın en büyük unsuru ise Meksika’nın Oaxaca şehrinde 1968 yılında doğan sanatçının zengin müziği. Altı albüm ve bir Grammy ödülünden sonra bu tutkulu folklorcu, en kişisel ve hayat dolu çalışması olan “Shake Away” ile bu yılın en başarılı dünya müziği kadın albüme imza atıyor. Albüm ülkemize EMI-Türkiye tarafında getirildi.
Concha Buika, Albüm: Nina De Fuego (Warner Spain Classics & Jazz)
1972 doğumlu Concha Buika İspanya’nın son zamanlarda gördüğü en üretken ve beğenilen yerel sanatçısı. Genç müzikseverler sanatçının geleneksel Flâmenko ezgilerine getirmiş olduğu yaratıcılığın cazibesine kapılırken pek yeniliğe açık olmayan tutkulu ve mütevazı Flâmenko âşıkları ise sanatçının yoğun geçmişine ve müzik bilgisinin cazibesine kapıldı. İspanya’da tam bir kült olan yapımcı Javier Limon’un himayesinde albümler üreten Buika geçen yıl çıkarttı üçüncü albümü “Nina De Fuego” ile çok beğeni topladı.
Les Amazones De Guinee, Albüm: Wamato (Stern’s)
46 yıldan beri Les Amazones de Guinée Batı Afrika’da kadınların eşit haklara sahip olmasının sembolü. Grubun tüm üyesi kadın ve hepsi aynı zamanda Gine ordusunda birer rütbeli asker. Birçok sanatçı gibi üretken olmayan grup 25 yıldan sonra ilk üretimlerini 2008’de “Wamato” adlı çalışma ile dünya müziği severlerin zevkine sundu. Tüm zorluklara gebe gelen sanatçılar 25 yıl sonra var olmanın heyecanı ile hala eşit hakları savunarak ortaya oldukça geniş müziksel yelpazeye sokulan bir organik çalışma çıkarttı. Büyüleyici gitar ezgileri üzerine yapılandırılan parçalar dinleyeni anında kavrayan özelliğe sahip. Kalabalık bir kadın ordusundan ancak bu kadar başarılı bir çalışma çıkabilirdi ve Les Amazones de Guinée bunu en üst seviyede gerçekleştirmiş durumda.
Mor Karbasi, Albüm: The Beauty & The Sea (Mintaka)
MySpace.com sayfası sayesinde keşfedilen İsrail asıllı İngiliz Mor Karbasi, geçen yılın dünya müziği platformundaki en dikkat çeken sanatçısı. İnanılmaz bir esnek sese sahip olan bu genç sanatçı, daha yeni yeni adını duyurmaya başlamış olsa bile dünya müziği kulvarında önemli bir diva olacak özelliklere sahip. Yasmin Levy’nin son dönemlerde Ladino müziğine getirmiş olduğu heyecan Mor Karbasi tarafından daha sofistike bir kademeye taşınıyor. Bu da peş peşe gelen kaliteli Ladino üretimlerinin artık bir rastlantı olmadığını, bu müzik tarzının çok derin ve zengin olduğunun en büyük kanıtı. 15. yüzyılda Hıristiyanlar tarafından İspanya’dan sürülen Musevilerin günümüzde yok olmaya yüz tutmuş olan Ladino (Judeo Espanyol) müziğini temsil eden Mor Karbasi, ilk albümü “The Beauty And The Sea” ile yüz yıllar boyunca melodiler ile nesillerden nesillere taşınan Judezmo, Spanyolit, veya Sefarad olarak ta bilinen Ladino Müziğini bir adım öteye taşımaya hazırlanıyor. Arkada bıraktığımız senenin hiç şüphesiz en önemli kültürel harmanlaması söz konusu çalışma
Niyaz, Albüm: Nine Heavens (Six Degrees Records)
İran kökenine sahip olan Azam Ali tarafından kurulan ekip mistik ritimleri, büyüleyici elektronik müzik ile harmanlayan, kalabalık dünya müziği kulvarında sivrilerek kendine haklı bir yer edinen bir üçlü. 2008’in sonunda çıkan ve ülkemize Equinox Müzik tarafından getirilen üçlünün “Nine Heavens” (Dokuz Cennet) aldı ikinci albümünü sadece kültürel veya üslûpçu sınırları geçmekle kalmıyor yüzyıllar arasında gidip geliyor. Azam Ali’nin eşsiz vokalleri ve kültürel geçmişiyle Niyaz bu yeni çalışmalarında geleneksel ve modern dünya müziği arasındaki boşluğu dolduruyor. Geleneksel folk parçalarının İran’dan gelen mistik Sufi şiirleri ile harmanlayan ekip bunu ister dans ister trans formatında sunuyor. Ülkemizde de en çok satan dünya müziği albümlerinden biri olan “Nine Heavens”ın en önemli kozu Azam Ali’nin müziğe ve kültürlere olan tutkusu.
Masha & Marjan Vahdat, Albüm: I Am Eve (KKV)
İranlı kız kardeşler bir gizlilik içerisinde İran’daki İtalyan konsolosluğunun bahçesinde kaydettikleri canlı performansın ürünü olan ilk albümleri “Songs From The Persian Garden” oldukça beğeni topladı. Özellikle İran’daki kadın sanatçıların seyirci önünde canlı performans yapmalarının yasak olduğunu düşünürsek bu albüm ayrı bir ilgi odağı kazanıyor. Adeta İran’daki baskı altında kalan kadınların sesi olan bu genç iki sanatçı sosyal sorumluluk içerisinde tüm zamanlarını müzik ve kadın haklarına adamış durumda. Zira onlar kendilerini kadınlara karşı sürdürülen baskının içerisinden biraz olsun sıyrılmış olmalarından dolayı şanslı sayıp bu şanslarını tüm İranlı kadınlar için savaşmaya kullanıyor. İkinci albümleri “I Am Eve” ile ilk kadın Havva’da itibaren gelen tüm baskıları ritimsel olarak ele alarak günümüz dünya müziği severlere İran geleneksel müziği ile sunuyor. Çalışma özellikle baskı altındaki İranlı kadınların sesini organik olarak yansıtmasıyla geçen yılın en başarıları arasında hakkıyla yer alıyor.
Chiwoniso Maraire, Albüm: Rebel Woman
Zimbabweli şarkıcı Chiwoniso Maraire yeni çalışması “Rebel Woman” da geleneksel mbira tarzında olgun bir üretim gerçekleştirdi. Ağırlıkta barış, eşitlik ve aşk üzerine konulara değinen “Rebel Woman”, güncelliği ile dünyamızda moda olan sıkıntılarını dile getiriyor. Başrollerde ise kadınlar var…
Dünya müziğinde adeta yok olan veya çok silik kalan Zimbabwe, Chiwoniso tarafından yeniden sesini duyurmaya başladı. Sürekli bir politik istikrarsızlık içinde olan ülke, sıkıntılarının sonucu olarak tüm sanatsal unsurların arka plana atılmasına neden oldu. Hala bu girdaptan kurtulamamış olan Zimbabwe, sürekli yüzünden gülümsemeyi eksik etmeyen Chiwoniso’nun pozitif temalar içeren bu yeni çalışması ile sanatsal anlamda nispeten biraz nefes almayı başardı. Angelique Kidjo’nun ateşini, Oliver Mtukudzi’nin ilhamını, Thomas Mapfumo’nun asiliğini ve insan olmanın anlamını taşıyan albüm günümüz dünya müziğinde geçen sene Kuzey Afrika’dan çıkan en derin çalışma.