Fars Klâsik Müziği
Fars Klâsik Müziği’nin esası, belki de en iyi mistik şiir geleneğinde bulunabilir. Tarih boyunca bölge sakinleri felsefî ve sanatsal anlayışlarını müzik ve şiir aracılığı ile ifade etmişlerdir. Fars Klâsik Müziği’nin makam sistemi “Dastgâh” ve ezgi hazinesi “Redif”, şiirdeki ölçüler temel alınarak, şiire eşlik etmek ve şiirdeki uhrevî dünyaya ışık tutmak için geliştirilmiştir. Haftanın yedi gününü hatırlatan yedi dastgâhın her biri, bu müziğin insanların günlük hayatlarıyla olan yakınlığını gösterir. Adları ise tarihî sürekliliğin bir işaretidir (Şûr, Mâhûr, Humâyûn, Navâ, Segâh, Çahârgâh ve Râst-Pençgâh). Sonuç olarak bu sistem, anlatılan hikâyelerde kullanılan sanatsal dilin, kelime dağarcığını ve dilbilgisini teşkil eder. Aynı şekilde bu hikâyeler çoğu kez İranî estetiğin temelini oluştururlar.
Eğer gazel nazım şekli İran şiir geleneğinin en parlak mücevheri ise, redife dayalı ezgiler de gazelin esrarını en iyi şekilde ortaya çıkaran müzik çeşididir. Klâsik müzikteki anlatım tarzları, kendi dünyasını tanımlamak için çoğu kez mecâzî anlatımlar ve gizemli sözlere başvuran şairin mesajını en iyi şekilde iletmek üzere geliştirilmiştir. Melodik cümlelerin eşit olmayan uzunlukları ve usûller, şiirde kullanılan vezin esas alınarak, tam da buna göre tasarlanmıştır. İcrâ esnasında, müzik önce bir hiçlikte başlayıp yavaş yavaş ışığa ve aydınlığa doğru yönelir. Öyle ki müziği ve eşlik ettiği şiirleri dinlerken bir gizem dünyası gözlerimizin önüne serilir.