Kırgız Mistik Müziği
Kırgız müziği, dağlar, göller ve geniş bozkırların göçebe kültürüne dayanır. Bu bölgelerde yaşayan kuşlar, çeşitli hayvanlar, rüzgâr ve suyun sesleri ile başta Manas olmak üzere efsânevî kahramanların hikâyeleri müziğin esin kaynaklarıdır.
Kırgız müzisyenler, kendine özgü doğal ayırt edici özelliklere sahip kurganlara büyük saygı gösterirler. Genellikle bir yatırla ilişkili olan bu kurganlar, orada yatan ulu kişi ve onun adına adanan kurbanlar yoluyla doğaüstü güçlerle ilişki kurulan yerlerdir. Müzikle anlatılan hikâyeler ve destanlar, Kırgız mistik müziğinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle Manas’ı anlatan yaklaşık 500.000 mısralık “Manas Destanı”, Kırgız müziğinin en yaygın konusudur. Müzisyenler, kurganları ziyâret ederek, başta Manas olmak üzere efsânevî kahramanların rûhları ile ilişki kurmaya çalışırlar.
Destanlardan başka, en önemli çeşidi “küğ”ler olan enstrümantal müzikler de, Kırgız müziğinde önemli yere sahiptirler. Sanatçılar, çeşitli konulardaki hikâyelerin sadece sazlarla anlatıldığı küğleri icrâ etmeden önce, müzik yoluyla anlatılacaklar hakkında bilgi verir ve icrâ esnâsında müziği kısmen de olsa somutlaştırmak için el ve yüz hareketlerinden faydalanırlar. Bazı küğler, incelikli ifâdelerle karmaşık duyguları anlatırken, bazıları yüksek virtüöziteye dayalı bir ajilite gerektirir.
Kırgız Türkçesi’nde, “hâl, durum” veya “huy, mizâc” anlamlarında kullanılan küğ sözcüğü, akord etmek anlamında kullanılan “küğlü” sözcüğünün de köküdür. Bu ilişki, ses dizilerinin insanların rûh hâlleri ve mizâcları üzerindeki etkisini işâret etmesi bakımından ilginçtir.