Nils Frahm
En sevdiğiniz sanatçı ile birlikte tek başınıza bir odada olduğunuzu hayal edin. O size çalıyor, siz de onu dinliyorsunuz. Aranızdaki görünmeyen bağ bir tutkuya dönüşüyor ve birbirinizi bağlıyor. Müzisyen çaldıkça sizden aldığı enerji ile coşuyor, dinleyici olan siz ise ritimler kulağınıza ulaştıkça mest oluyorsunuz. Sizleri dışarıdan izleyen gözlemci, aranızdaki bağı algılıyor ama yaşayamadığı için anlamsız geliyor. Oysa o odada bir mucize gerçekleşiyor. İki insan arasında görünmeyen ama inanılmaz kuvvetli kollar ile kucaklaşan ruhlar. Ayrıştırılamayacak bedenler.
Nils Frahm’ı iki defa canlı izledim ve her defasında kendimi böyle hissettim. Konser salonu tıka basa dolu, yanında dostların olmasına rağmen sanki sadece bana çalıyordu, bana bakıyor ve benim ruhumu ritimleri ile sıvazlıyordu.
Kasım’da çıkan “Spaces” adlı albümü, sanatçının canlı performanslarından toparlanan bir potpuri. Yanlış anlaşılmasın bu bildiğimiz kalıplarda bir canlı performans albümü değil. Nils Frahm’ın son iki yıl boyunca verdiği konserler arasında kaydedilen otuzun üstündeki kayıttan türetilen bir çalışma. Bunun ilham kaynağı; konser sonrası seyircinin sanatçıya hangi albümü alması gerektiğini? sorusu. Elbette bir sanatçı olarak hepsini al demek hem sıkı bir ego patlaması ama aynı zamanda gerçeklerin ta kendisi Zira ancak böyle sanatçının evrimine şahit olabilirsin. İşte “Spaces” bu tür soruların cevabı olmak için üretilmiş. “Seni canlı izledim, hayran kaldım, hangi albümün bu konseri en fazla yansıtıyor?” sorusunun cevabı, “Spaces.” Sadece dinleyiciye özel çalındığını hissettiren bir çalışma.
Genellikle canlı konser albümleri tek, iki hatta üç konser sonucunda bir araya getirilir. Gerçek anlamda ise tek bir konserin baştan sona kaydıdır. Herkes kayıt edildiğini bilir, grup veya sanatçı ona göre hareket eder. Burada ise işler tamamıyla farklı. Sanatçı kayıtlarını bir albüm için kaydetmiyor, dinleyici ise sadece çalınan müziğe odaklı hatta kendi cihazı ile konseri kaydediyor. Ama ortada bir üretim hedefi yok.
Nils Frahm tek bir performansın ne sanatçı ne de dinleyici için adil olduğuna inanmıyor. Bu çaldığı yaklaşık otuz konser ve fazlası boyunca daha önce yayınlanmamış parçaların haricinde farklı yorumladığı parçaları da oldu. Bunların hepsini dinlerken kendi eksikliklerini görmekle birlikte, canlı performansın sanatçı-dinleyici ilişkisinde ne kadar büyüleyici olduğunu algıladı. O an çalınan müzikten öte kanla, canla ve terle çalınan bir ortak etkileşim olduğunu gördü.
Kaydettiği tüm konserlerini tek tek dinleyerek zamanla bir parça listesi oluşturdu. Bu kayıtların bir kısmı eski taşınabilir iki makaralı teyp, sadece kaset teypleri ve çok azı ses mühendislerin denetiminde kaydedildi. Anlayacağınız her çeşit cihaz ile kaydedilen bir kayıt havuzu içerisinde “Spaces” doğdu. Farklı kayıt sistemlerinin, enstrümanların, ortamların ve seyircilerin sonucu ortaya çıkan üretimler sanatçıya her parçanın farklı ve eşsiz tonu olduğunu kanıtladı. Sonuç olarak “Spaces” bir canlı performans albümü olmanın aksine bir saha kayıt çalışması.
Elbette “Spaces” düzgün bir kayıt stüdyosunda kaydedilebilirdi. Akustiğin dengeli olduğu, her şeyin tek tek kontrol edildiği bir ortamda. Bir yanlış yapıldığında tekrar başa dönüp düzeltilebilirdi. Ancak kesinlikle sonuç bu olmazdı. “Spaces” şu hali ile var olan tüm sıkıntılara birebir o an müdahale edilmiş bir canlı performansın ürünü. Sıkıntılar geldikçe akan müziğin büyüsü ile düzeltilebileceği kadar düzeltilen bir akışkan ritim silsilesi. Zira konserler bir paylaşımın doğuş anı, sanatçının ve dinleyicinin ortak eseri. Nils Frahm’ın “Spaces” albüm kitapçığında yazdığı gibi; eğer kendisini son iki yıl izleme imkânı yakaladıysanız bu ürünün siz de bir parçasısınız.
Son olarak karşımızdaki bu sanatçının ne kadar değerli olduğunu ifade etmek için bir notum olacak. Nils Frahm’ın bu albümü piyasaya çıkarttıktan hemen sonra plak olarak da basılacaktı. Ancak sanatçı plak sonuçlarının beklediği ses kalitesinde olmamasından dolayı bunu erteledi. Bu konuda açık yüreklilikle tüm dinleyicilerine sosyal medyada bir mesaj deklere etti. İstediğim müzik kalitesine ulaşana kadar plak basılmayacak dedi. Yakın bir tarihte, yoğun çalışmalar sonucu o seviyeye ulaşıldı…
Spaces’in kanlı canlı performans ve etkileşim anları uzun süre aşılamayacak kalitede bir mekân çalışması. Benden söylemesi.
Albüm kitapçığında Nils Frahm’ın parçalar hakkındaki kısa kısa açıklamaları şöyle;
An Aborted Beginning (önceden yayınlanmamış)
Kendimce ilk dub denemesi. Lütfen somurtma, sadece gülümse.
Says (önceden yayınlanmamış)
Sentezleyici üzerinde sürekli tekrarlanan bir ritim motifi. Sahnede o an yer alan tüm enstrümanları çoklu bir marifet içerisinde çalındığı doruk anı var.
Said And Done (Orijinal hali ‘The Bells’de yer alıyor)
Zamanla bu parça uzadı da uzadı. Veya daha basit olması için “The Bells”de yer alan versiyonun olgunlaşmış hali diyebiliriz.
Went Missing (önceden yayınlanmamış)
Bu parçayı her zaman yayınlamak istedim ancak bir türlü istediğim halini kaydedemedim. Bu hali beni de şaşırttı, umarım sende beğenirsin. Bunu kaydettiğim kilisenin de atmosferinin katkısı oldukça büyük.
Familiar (orijinal versiyonu “Felt”te)
Tek bir kayıtta, zilsiz ve düdüksüz kaydedildi.
Improvisation For Coughs And A Cell Phone (önceden yayınlanmamış)
Tüm “Spaces” projesine ilham veren parça. Bazı parçalar stüdyoda istenilen sonucu vermiyor belki de seyirci önünde çalınması gerekiyordu, birazcık adrenalin ile?
Hammers (önceden yayınlanmamış)
Bu bir egzersiz.
For Peter-Toilet Brushes-More ( “Juno” ve “Felt”teki parçalardan ilham alındı)
Pek çok dinleyicim bana bu parçayı hangi albümümde bulabileceklerini sordu. En sonunda, bu albümü gösterip “işte burada” diyebilirim.
Over There, It’s Raining (orijinal versiyonu “The Bells”de)
Bu parçayı çalarken dostum Martyn bir goril kıyafeti içerisinde sahneye çıkıp bana sürpriz yaptı ve piyanoda bana eşlik etti.
Unter-Tristana -Ambre(“Wintermusik” ve “Felt”teki parçalardan ilham alındı)
Bu albümü kaydetmeye başladığımda şirin bir kaset kayıt cihazına kaydettim.
Ross’s Harmßnium (önceden yayınlanmamış)
Muhteşem sanatçı Eberhard Ross, samimi bir evde konser vermek üzere beni davet etti. İnanılmaz bir harmoniumu vardı ve bana çalma izni verdi.
Me (Bonus parça)