Cezayir ve Rai
Cezayir, çok zengin bir kültür ve sanat dünyasına sahip. Berberlerin, Kartacalıların, Romalıların, Arapların, Endülüslülerin, Yahudilerin, Osmanlıların ve Fransızların bıraktıkları izlerin senteziyle oluşan kültür birikimi, ülkede çok renkli ve özgün sanat ürünlerinin ortaya çıkmasını sağladı. Değişik kültürlerin etkileşimi, geleneksel sanat eserlerinde bile kendisini gösteriyor ama çağdaş sanatta bu sentezin daha çarpıcı olduğu görülüyor.
Bugün için, popüler kesimleri en çok etkileyen sanat dalının Müzik olduğunu söylemek mümkün. Cezayir’de müzik tam bir poli (çok)-kültürlülük simgesi ve ülkede yerleşmiş bütün toplulukların izlerini taşıyan bir alaşım durumunda. Cezayir’de geleneksel arap müziğini de dinleyebilirsiniz, klasik Arap-Endülüs müziğini de. Kulağınıza çarpan melodi Berber folklorundan veya Yahudi ezgilerinden izler taşıyor olabilir.
Tabi Osmanlı tarzı Divan müziği yanında Batı müziği normlarında eserler veya doğu-batı sentezinin ürünü melodiler de duyabilirsiniz. Bunların tamamı Cezayir müziğinin zenginliğini oluşturuyor. Bu müziklerde kullanılan dilin zenginliği de Cezayir müziğinin ayrı bir özelliği. Şarkı sözlerinde klasik Arapça, Cezayir Arapçası, Berberi lehçeleri veya Rai müziğinde olduğu gibi, Oran varoşlarında kullanılan lehçe gibi dil çeşitlilikleri de dikkat çekiyor.
Birçok Cezayirli müzisyenin ünü ülke sınırlarını aşmış ve başta Fransa olmak üzere dünyanın pek çok ülkesine ulaşmış durumda. Bunların başında da Rai Müziği geliyor.
Rai Müziği, Oran bölgesinde, protest gençlik müziği olarak doğdu. Geleneksel müzikle rock, funk, soul ve reggae müziği motiflerinin bir araya geldiği, nefesli sazlar ve akordeon gibi enstrümanların yerini klavyeye ve synthetizer’lara bıraktığı, ritmik temponun ve yöresel ritimlerin korunduğu bir tarz. 80’li yıllarda çok ciddi Cezayir göçmeni kucaklayan Fransa’da özellikle büyük ilgi görmeye başladı. Bu müzik bazı çevrelerce Kuzey Afrika’nın “blues”u olarak da niteleniyor. İçinde tam da Cezayir halkının tarihini yansıtan duygular ağır basıyor; şiddet, kavga, duygusallık, hüzün, coşku, aşk, inanç, isyan ve nihayetinde gelen özgürlük.
Cheb Khaled kısaca Khaled, Rai müziğinin en önemli temsilcilerinden. ‘Aisch (Ayşe)’, ‘Didi’ ve ‘Abdel Kader’ gibi şarkılarıyla tüm dünyada tanınıyor. Satış rakamları milyonlara varan sempatik bir şarkıcı. Heyecan verici tarzıyla Khaled’in 1992’de pek çok ülkede popüler olan ‘Didi’ adlı şarkısı, Fransız Top 50’sine giren ilk Arapça şarkı olmuştu. Bu şarkının Tarkan tarafından yapılmış bir Türkçe adaptasyonu da ‘Kimdi?’ adını taşıyor.
Bu türün ikinci kuşakta en başarılı isimlerinden biri, Rai müziğine modern bir kimlik kazandıran, ticari kaygı taşımadan muhalif ve hüzünlü yanını koruyan Cheb Mami. İkinci albümü “Lot Me Rai” (1990), ABD’de ilk yayınlanan rai albümü ünvanına sahip. Rap müziğini Rai’ye ilk katan da o. “Meli Meli” albümü (1998), öncekilerden farklı olarak darbuka, akerdeon, perküsyon gibi otantik enstrümanlar da içeriyor.
Artık aramızda olmayan punk Rachid Taha ise “kült” şarkıcılardan. 1970’lerde iş bulmak için Cezayir’den Fransa’ya taşınan bir ailenin çocuğu. Boyacılıktan bulaşıkçılığa kadar her işi deneyen sanatçı Cezayir sokak tarzını rock ve tekno ile birleştirip Fransa’nın Grammy’si sayılan Victoire De La Musique ödülünü aldı. ‘Ya Rayah’ adlı parçası tüm dünyaya yayılıp en çok satanlar listesine girdi. Ünlü Carlos Santana, Supernatural albümündeki ‘Migra’ şarkısını seslendirdi. “Made In Medina” albümü ile Kuzey Afrika tarzı bir “pop fusion” (küresel pop karışımı) yarattı. The Clash, Led Zeppelin gibi gruplardan etkilenen ve Kuzey Afrika gelenekleriyle pop, tekno ve çağdaş dans müziğini birleştiren Taha’nın müziği eleştirmenlerce eşsiz olarak nitelendiriliyordu.
Şair-müzisyen Souad Massi ise, Akdeniz’in tüm özelliklerini yansıtan genç bir müslüman kadın. Herkese Cezayir’de sadece rai müziği olmadığını gösteriyor. İşe Flamenko tarzı müzikle başlayan, sonra rock, ardından da soloya geçen Massi, yıllarca ülkeyi dolaşıp yöresel ezgiler toplamış. Kuzey Afrika’nın Tracy Chapman’ı olarak adlandırılıyor. Gitar, ud, gimbri (arap bası), karkabous (Sahra çölünde kullanılan kastanyet) eşliğinde Berber melodileri ve Fransızca/Arapça sözleriyle çok farklı bir tarzı var. Fransa’da altın plak almış. 2002 aldığı “BBC Radio 3” ödülü de var. 2003 tarihli “Deb” albümü, o güne dek Kuzey Afrika’da yapılmış en başarılı albüm ilan edildi. Aşk şiirleri, hareketli dans ritimleri, Endülüs, Flamenko, rai, Arap ve klasik müzik bir araya gelince satışlar patlamış. Hatta şarkıcının, Feyruz ve Warda’dan daha ünlü ve önemli bir Arap kadın şarkıcı olduğu ileri sürülüyor. Sadeliği ve sesinin duruluğu ile de dikkat çeken Massi, en etnik aktivist.
Cezayir müziğinde kalal, dendur, gayda, mizmar gibi değişik enstrümanlar var. Kalal, sadece kadınlar tarafından çalınan vurmalı bir çalgı. Şekil olarak darbukaya benziyor. Kilden yapılan gövdesi, alt kısma göre geniş. Açık, darlaşan alt kısmı diz üstüne geliyor, sol elle tutuluyor, vuruşlar da sağ elle yapılıyor. Dendur (gengu), silindir şeklinde vurmalı bir saz. Düz bir çubuk ile deri gerilmiş kısma vurularak çalınıyor. Davuldaki gibi, sağ elle vurulduğunda bas ses elde ediliyor. Gayda, obuaya benzeyen üflemeli bir saz. Silindir şeklindeki kamışı huni şeklinde sivri, sekiz deliği var. Kiraz ağacından yapılıyor. Türkiye’deki zurnaya da Cezayir’de mizmar deniyor. Güçlü ciğerler isteyen zor bir çalgı. Hünnap ağacından yapılıyor.