Ryuichi Sakamoto
Farkındasınız veya değilsiniz, ancak eminim ki iyi bir müzik dinleyiciyseniz Ryuichi Sakamoto’nun ritimsel cevherlerine öyle ya da böyle kulak misafiri olmuşsunuzdur. Zira bu Japon müzisyen Bertolucci, Oliver Stone, Pedro Almodovar ve Brian De Palma gibi yönetmenlerin bol ödüllü filmlerine müzik yazmış bir kişilik. “The Last Emperor” adlı filme bestelediği eserler onu Oscar ile tanıştırdı. Öte yandan “Merry Christmas”, için yazdığı eserler ise BAFTA ödülü ile kucaklaşmasına vesile oldu. Ancak bu Japon besteci, aranjör, piyanist ve yapımcının en büyük hüneri müziksel ve teknolojik sınırları aşıp kulakları hayrete düşürecek harmanlamalara sokulabilmesi. Pek çok farklı müzik stillerine sokulup deneyler yapan sanatçı her birinde başarıya ulaştı. Böylece kendisine hem popüler, hem Dünya Müziği, hem orkestra, hem klasik, hem Caz, hem elektronik hem de film müziklerinde haklı bir konuma ulaştı. Bu yazdığım stillerin hiçbirine bağlı kalmayıp ritimsel serüvenine hala devam eden Sakamoto, müziksel ifadeliği sonuna kadar savunarak çalışmalarını sürdürmekte.
Bu bağlamda raflarda yerini alan “Playing The Piano” otuz yıldan beri müzik yapan Sakamoto’nun tüm bestelerinin ilk çıkış enstrümanı olan piyanodaki bestelenişlerini bu çalışmada bize sunuyor. Sanatçının her bestesini ilk dinlediği versiyonları artık bizlere ulaşabilir durumda. Solo kariyeri ve Yellow Magic Orchestra adlı ekibi ile yaptığı müzikler ile Japon ezgilerini Batı’ya taşıyan sanatçı bu süreçte pek çok müzisyen ile çalışma fırsatı yakaladı. Bunların arasında David Bowie, David Sylvian, David Byrne, Iggy Pop ve Youssou N’dour sadece birkaçı.
Standart formatta on iki besteden oluşan “Playing The Piano” sanatçının tüm sadeliğini yansıtan bir albüm. Adından da anlaşılacağı üzere Sakamoto karşımıza solo piyano ile çıkıyor. Japonya’daki canlı performansları sürecince kaydedilen bestelerden oluşan bu albüm, sanatçının dünyaya mal olmuş eserlerinin solo piyano yorumlarından oluşmakta. Bunların arasında ‘The Last Emperor’, ‘Merry Christmas’ ve ‘Mister Lawrence’ sadece birkaçı. Orijinallerini çağrıştıran bu minyatür tonal şiirsel besteler dinleyeni rahatlatırken aynı zamanda tetikleyici özelliklere haiz. Günümüz müzik dünyasındaki en olağanüstü müzisyenlerinden biri olan Sakamoto’nun arşivine sorumlu ve algılanabilir bir giriş.
Albümdeki müzik gerçek sanat, melankolikliğin ve huzurun derinliklerinden çıkıp gelen kavrayıcı özelliklere sahip. Gerçek ve dürüst; içerdiği ritimsel zenginlik dinleyeni büyülemekten öte teşvik edici. Direkt müzik damarlarınızda akıyor, atoniliteyi yok edip melodinin büyüsüne dinleyeni bırakıyor. Müzik bundan daha mutlak ve yetkin olamaz. Ne dinlemek gerektiğinizi size zorlanmadan deklere ediyor. Müziğe yol açın zira bundan daha derinleşmesi zor.
Birinci Disk
1. Amore
2. Merry Christmas Mr. Lawrence
3. A Flower Is Not A Flower
4. The Sheltering Sky
5. Tamago 2004
6. The Last Emperor
7. Tibetan Dance
8. Thousand Knives
9. Riot In Lagos
10. Reversing
11. Mizu No Naka No Bagatelle
12. Bolerish
İkinci Disk
1. Hibari
2. Hwit
3. Still Life
4. In The Red
5. Tama
6. Nostalgia
7. Firewater
8. Disko
9. Ice
10. Glacier
11. To Stanford
12. Composition 0919
Ek Not (3 Nisan 2023):
2021 yılında boğaz kanseri remisyonu yaşayan Ryuichi Sakamoto, rektum kanseri teşhisi konulmasıyla bir kez daha yıkıcı bir darbe aldı.
“Artık kanserle birlikte yaşayacağım, ama müzik yapmaya bir süre daha devam etmek istiyorum” diyerek hayranlarıyla bu haberi paylaştı.
Ne yazık ki, Sakamoto’nun kanserle verdiği mücadele sona erdi ve dünya gerçek bir müzik mücevherini kaybetti. O, 71 yaşındayken hayatını kaybetti ve dünyada kalpleri dokunan büyülü bir müzik bıraktı. Kendine özgü tarzı ve müzik yapma yaklaşımı, onu sektörde bir ikona dönüştürdü ve etkisi gelecek nesiller boyunca hissedilecektir.
Sakamoto’nun müziği sadece notalardan ve ritimlerden ibaret değildi. O, ruhunu, duygularını ve deneyimlerini her bestede yansıttı. Her beste için kalbini ve ruhunu döktü, derin duyguları ortaya çıkaran ve farklı dünyalara taşıyan eserler yarattı. Müziği, dinleyicileri başka bir dünyaya götürmek, derin duygular uyandırmak ve insanları hayatın farklı yönlerinden birleştirmek için güçlü bir araçtı.
Ryuichi Sakamoto’nun kaybı sadece müzik endüstrisi için değil, tüm dünya için büyük bir kayıp. Müziği milyonların hayatına dokundu ve mirası birçok sanatçıyı ilhamlandırmaya ve etkilemeye devam edecek. Artık bizimle fiziksel olarak değil, ancak müziğiyle yaşayacak ve zamanının en yenilikçi ve sevilen müzisyenlerinden birinin müthiş yeteneği ve ruhu bir süre daha yaşayacak.