Enstrüman Üzerine
İnsanoğlunun her ürettiği ses illaki kulaklarımıza müzik olarak gelmeyebilir. Bu sesleri farklı, garip, korkunç ve hatta yanlış olarak algılayabiliriz. Bunun en başlıca nedeni bu sesleri anlamıyor olmamızdan kaynaklanıyor. Adeta daha aşina olmadığımız yabancı bir dilden türetilen kelimeler gibi, bizlere yabancı. Örneğin Brezilyalı Camayura Amazon Kabilesinin kullandığı urua adlı yerel enstrüman güzel bir örnek. Oldukça uzun çift bir yerel klarnet olan urua genellikle ölüm seremonilerinde kullanılmakta.
Amaç, metafiziksel dünya ile iletişim sağlamak ve kötü ruhları kovmak. Bu tür bir enstrümana yabancı olan birisi, çalgı aletinin amacını, müziksel rolünü algılayınca olaya daha bir anlam katması mümkün. Yoksa ilk cümlede açıkladığım üzere bu enstrümandan çıkan ses tam bir felaket olabilir.
Elbette, enstrümantal roller her seferinde müziksel olacak diye bir gerekçe de söz konusu değil. Özellikle Afrika’nın bir kısmında kullanılan sürtünme davulları, hayvansal totem ruhların sesini temsil etmek üzere pek çok seremonide kullanılmakta. Bu seremonilerin ana amacı ise aileleri nazardan ve kötülükten korumak. Yine de her enstrümanın amacı bölgesel ve kültürel faktörlerden dolayı etkilenmekte ve değişiklik göstermekte. Örneğin Afrika’da öteki dünyadan ruhları çağırmak için kullanılan bir tür davul Brezilya’da tamamıyla farklı bir amaç için kullanılabilir. Aynı enstrüman Brezilya’da karnaval döneminde samba okullarını halka tanıtmak maksadıyla kullanılmakta. İki farklı kültür, coğrafya ve amaç ancak enstrüman aynı.
Enstrüman sözlüğü, arşivi ve ihtiva ettiği farklı türleri inanılmaz zenginlikte. Bir insan kısa ömrü süresince tüm bu enstrümanlara vakıf olması oldukça zor. Ancak okullarda artık bu konu üzerine bölümler yer almakta. Bir enstrümanın nasıl, neden üretildiği ve çalınması konularının ana başlıklar olduğu bilime organoloji deniyor. Enstrümanların sınıflandırılması ise başlı başına bir zorluk zira her kültüre göre değişkenlik göstermekte. Bu sınıflandırmanın bilinen en eski yöntemi Çinliler tarafından geliştirilmiş. Tarih olarak bakıldığında dördüncü yüzyıla kadar tarihlenebiliyor. Bu kategorileştirme de her enstrüman yapıldığı maddeye göre sınıflandırılmış. Bunun haricinde diğer var olan kategorileştirme sistemleri enstrümanların çıkardığı ses skalasını dikkate alıyor.
Enstrümanların yapıldığı Maddeler
Öncelikle şunun bilinmesi gerek, insan vücudu tek başına göz ardı edilemeyecek bir müzik enstrümanı. Bununla ilgili en bariz örnekleme ise Bobby McFerrin olabilir. Vücudumuzdaki en ön plana çıkan enstrüman ise hiç şüphesiz sesimiz. Şarkıcılar vücutlarını müzik enstrümanı olarak kullanırlar, böylece parçanın ses tonlarına göre vokal tellerini vücutlarına farklı şekiller vererek düzenleyebilirler. Ağız ve gırtlaklarını kullanarak tını ve ses efektleri yaratırlar. Ne kadar çok farklı enstrümanın insan sesine yakın tınısı olduğu da oldukça ilginç. Bunun en bariz örneği akort silsilesi veya akorların değişkenliği. Müziksel bir çerçeve içerisinde enstrümanın materyali ile oynayıp, müzik arkadaşları ile etkileşim haline girip ortak bir müzik konuşulmakta. Bu aynı bir müzik dilinde solumaya benzer.
Örnek vermek gerekirse caz tarzında daha geniş bir müzik haznesine ve akıcılığa sahip olmak için yeni sanatçılar eski üstadların yarattıkları şaheserleri tekrarlayarak kendilerini geliştirir.1939 tarihli Coleman Hawkins’in ‘Body & Soul’ bestesi hala yeni sanatçılar arasında ilk öğrenilen ve sürekli tekrarlanan bir müzik demeti. Bir caz lehçesini öğrenebilmek ise yeni bir dil öğrenmek ile eşdeğerdedir. Önce müzik dinlenir ve daha sonra tekrarlanır, ancak müzik sözlüğü ve sözdizimini öğrendikten sonra serbest ve kendiliğinden konuşulmaya başlanır.
Moğolistanlı yerel enstrüman morin, Moğol bir şarkıcı ile paralel bir ses sentezine sahip olmasıyla tanınıyor. Bazen enstrümanlar insan sesinin ve hatta vücudunun bir devamı olarak görev yapmakta; pek çok vurmalı çalgı enstrümanı insan vücudunun hareketi, tevsisi olarak aynen bir ritmik yansımasını temsil eder. Bunun sayısız örneğini vermek mümkün.
Vücudumuzu bir enstrüman olarak kullananın yanı sıra, direkt çevremizde bulunan malzemeleri de kullanabiliyoruz. Deniz kabuğu, bambu, taş, çömlek, metal ve pek çok hayvansal madde bunlardan sadece birkaçı. Bu durumda diyebiliriz ki, bir insanın müziği özellikle doğal çevresine dayanmakta hatta bunun sonucu olarak belirlenmekte. Zira bulunulan çevre, içerdiği malzemeler ile söz konusu insanın müzik yapma veya yapabilme yetkisini belirlemekte. Dünyadaki en zengin ve geniş vurmalı çalgılar koleksiyonu bundan dolayı Afrika’ya ve Batı’daki yağmur ormanları bölgesine ait, zira söz konusu enstrümanların bedeni için burada bol miktarda ahşap ve yüzeyi içinde hayvan derisi mevcut.
Bazen müzik enstrümanlarını üretmek için ciddi bir manipülasyona ihtiyaç duyulabilir. Bu değiştirme enstrümanın üretildiği malzeme üzerinde yapılabilinir. İnsanoğlunun hüneri, söz konusu malzemelerin geçtiği süreç ile bir enstrümana dönüştürülmesinin yaratıcılığı ve yaşatılması. Bu yaratıcılık dalgası araba frenlerinin, bira kutularının ve varillerin tekrar elden geçirilerek birer enstrümana dönüştürülmesi ile sürmekte. Tüm dünyaya göz attığımızda, enstrümanların insan anatomisine uygun bir şekilde geliştirildiği gözlenmekte. Bazı durumlarda enstrümanların çıkarttıkları sesler kadın ve erkek olarak da cinsiyete göre ayırt edilmekte, hatta birkaç enstrümanı çift cinsiyetli olduğu da söylenir.
Bir enstrüman üretildikten sonra, sesin yaratılması birkaç farklı yöntem ile gerçekleştirilebilir. Bunlar arasında üflemek, eğmek, devşirmek, vurmak, kazımak veya sallamak en başta yer alan yöntemler. Tarihe bakılınca enstrüman sınıflandırılmasının en eski kaydı antik Yunanlılara kadar uzanmakta. Onlar enstrümanları çıkarttıkları seslere göre sınıflandırmıştı. Buna istinaden de sınıflandırma üç ana kulvara ayrıştırılmıştır, bunlar; nefesliler, yaylılar ve vurmalılar. Bizlerin günümüzde ayırt ettiği ana üç kulvar. İlerleyen tarihlerde (daha çok altıncı ve yedinci yüzyıllarda) yaylılar devşirme ve eğri olarak iki alt kategoriye indirgenmiştir.
1914 yılında yayınladıkları bir makalede Erich von Hornbostel ve Curt Sachs adlı müzikologlar yeni bir enstrüman sistemi ile ortaya çıktı. Enstrümanların türlerini (tipolojisini) sınıflayan müzikologların dayandığı antik yöntem ise bir Hint sistemi olan Natya Shastra idi. Bu sistem dünya müzik tarihinde var olan en eski enstrüman sınıflandırma sistemi. Bharata Muni tarafından milattan önce 200 ile milattan sonra 200 yolları arasında yazıldığı iddia edilmekte. Bazı müzikologlara göre Natya Shastra tarih boyunca pek çok müzisyen tarafından belli dönemlerde de yazılmış olabilir. Bu sistemin aslında daha da eski olan Natya Sutras sisteminden esinlediği de iddia edilmekte anca Natya Sutras’ın günümüze kadar ulaşan bir kopyası ne yazık ki mevcut değil.
Natya Shastra’nın kapsama alanı inanılmaz denilecek kadar geniş. Sahne deseninden, müzik, dans, makyaj ve sahnede yer alan her görseli içeren bir sistem. Bu sistem özellikle müzikologlar için inanılmaz önemli zira söz konusu dönemde yer alan müzik ve enstrümanları çok açık bir şekilde detaylı izah eden dünyadaki tek ve en eski yazıtsal kanıt.
İşte Erich von Hornbostel ve Curt Sachs adlı müzikologlar da bu sistemi baz alarak enstrümanları dört ayrı kategoriye sınıflandırdı, buna daha sonra bir beşinci kategori daha eklendi. Bu sınıflandırma ise günümüzde halen kullanılmakta zira hem kullanışı kolay hem de pratik.: enstrümanlar ürettikleri seslere göre sınıflandırılmak. Sistemin içeriği ise şöyle:
Orjinal Sachs-Hornbostel sistemi enstrümanları dört ana kategoriye ayrıştırmak da:
- Kendi titreşimleri sayesinde ses çıkartan enstrümanlar, bilimsel adı ile idiophones. Örnek olarak ksilofon gösterilebilinir.
- Gerilmiş bir deri sayesinde ses çıkartan enstrümanlar, bilimsel adı membranophones. Örnek olarak davul gösterilebilir.
- Bir yay sayesinde ses çıkartan enstrümanlar, bilimsel adı chordophones. Örnek olarak piyano, çello ve diğer tüm yaylılar gösterilebilir.
- İçerisine üflenen hava sayesinden ses çıkartan enstrümanlar, bilimsel adı aerophones. Örnek olarak obua, flüt ve diğer tüm nefesliler gösterilebilir.
Daha sonra Sachs bir beşinci kategori daha eklemek durumunda kaldı, buna da elektronik sayesinde ses çıkartan enstrümanlar dendi. Bilimsel adı electro-phones. Bu kategoriye de theremin, sintisayzır, elektronik klavye ve Hammnond orgları yerleştirildi.