Karalamalar - Scribbles

Mozart: Bir Dinleyişte

Read Time:1 Minute, 35 Second

Mozart zamanının en yetenekli çocuk müzisyenlerinden birisiydi hatta tüm zamanların. Dört yaşına basmadan piyano, altı yaşına basmadan ise viyolini çalabiliyordu. Sekiz yaşına bastığında ise ilk operasını bestelemişti bile. Müziğe olan yeteneği Avrupa’daki tüm müzikseverleri büyülemekteydi. Ancak Mozart’ın en büyük yeteneği ne enstrüman çalmak ne de beste yapmaktı. Onun en büyük yeteneği kulağıydı.

1770 yılının Paskalya döneminde Mozart babası ile birlikte Roma’ya gitti. Roma’ya vardıklarında ilk iş olarak Sistine Şapel’ine gidip Papa Korosu’nun “Miserere mei, Deu” (Latinceden çevirisi: ‘Tanrım, bana acı.”) Bu çok özel konseri izleyebilmek bile bir ayrıcalıktı.

Gregorio Allegri tarafından yazılan bu beste sadece o gece bir defa icra edildi, ertesi gece ise tekrarlandı ve sadece Sistine Şapel’inde. Özellikle hüzünlü vokallerinin çok karmaşık ve gizemli olduğu söylendi. Vatikan bu besteden o kadar etkilenmişti ki onu kutsal olarak ilan etti. Bu ruhaniyetten dolayı eserin sadece 3 yazılı kopyası yapıldı. Bu kopyaları çoğaltmak veya dağıtmak ciddi cezalar ile korundu.

Tüm bu gizemli ve ruhani ortamda, o gece, on dört yaşındaki Mozart müziği dikkatlice dinledi. babası ile birlikte pansiyona dönünce tek celsede tüm eseri kağıda geçirdi. Malum kayıt cihazlarının daha icat edilmesine birkaç yüz varken bu kopyalamayı tamamıyla hafızasından gerçekleştirdi. Dokuz farklı vokal katmerinden oluşan, sürekli birbirine entegre olup çetrefilleşen, sözde karmaşık kabul edilen bu besteyi tek dinleme sonucu ezberinden o gece kaleme aldı Mozart.

Cezalandırılmaktan korkan ancak bir o kadarda hafızasının mucizesinin neler gerçekleştirdiğini görmek isteyen Mozart ertesi gece beste kağıtlarını şapkasına gizleyerek tekrar performansı izlemeye gitti. Mozart’ı hafızası çok az yanıltmıştı, sadece birkaç ufak düzeltme sonrası bestenin birebir kopyasını kağıda döktüğünü fark etti.

Yerin kulağı var derler de inanmayız, Mozart’ın bu yaptığı çok kısa bir süre sonra Papa’ya ulaştırıldı. Şiddetli cezalandırılmak bir yana kalsın Mozart bir dahi ilan edildi. Ne de olsa o normal bir vatandaş değildi, o Mozart’tı.

Bu öykü farklı bir şekilde Milos Forman’ın efsanevi filmi Amadeus’ta da ele alınmıştır.